Arafat hapisteki Ecevit’i kaçırmak istedi: Aracısı bir gazeteci
Türk solunda Filistin’in özel bir yeri var.
Öyle ki…
Filistin, Ak Parti’den çok CHP’nin davası sayılabilir.
Özgür Özel’in Ramallah’ı ziyarete hazırlanması bu davaya “sadakatin” göstergesi.
Özel, 140 ülkenin devlet ve hükümet başkanlarına mektup göndererek Filistin’de yaşananlara karşı utanç verici sessizliğin bozulmasını istedi.
Ramallah’da değişen Filistin yönetimiyle ortaklaşa belirlenecek bir tarihte ziyaret gerçekleştirilecek.
CHP İLE FKÖ ARASINDAKİ İLİŞKİ
CHP ile Filistin Kurtuluş Örgütü arasındaki bağın tesisi 1979 yılına dayanır.
Bülent Ecevit’le Yaser Arafat arasındaki “kardeşlik bağı” o yıl 4 Filistinli’nin Ankara’daki Mısır Büyükelçiliği’ne baskın düzenlemesi sırasında kurulmuştur.
Olayın öyküsünü Bülent Ecevit’ten dinlemiştim:
“Türkiye o baskın sırasında Filistin Kurtuluş Örgütüyle ilk sıcak diyalogu kurmuş oldu. Onlara Ankara’da temsilcilik açma izni vererek dünya çapında tanınmaları yolunda önemli bir adım attık. Arafat Türkiye’nin bu desteğini hiçbir zaman unutmadı…”
FİLİSTİİNLİLERİN EYLEMİ VE ARAFAT’IN DESTEĞİ
Filistinli eylemcilerin baskın nedeni, Mısır’da hapishanede bulunan arkadaşlarının serbest bırakılmasıydı.
Oysa…
Mısırlı yöneticiler söz konusu kişilerin hapiste olmadığını, dışarıda iyi olanaklar içerisinde yaşadıklarını bildirmişlerdi.
Baskını yapan eylemcilere bu bilgi iletildi.
İnanmak istemediler.
Bunun üzerine içlerinden biri operasyonun yönetildiği binaya davet edildi. Mısır’daki arkadaşlarıyla görüşmeleri sağlandı.
Gerçekten de dışarıdaydılar ve durumları iyiydi.
Ecevit anlatıyor:
“Görüşmeden sonra Filistinli eylemci çok öfkelendi. Deliye döndü. Arapça bağırıp çağırmaya başladı. Çünkü Mısır’daki arkadaşları durumlarının çok rahat olduğunu, hükümetin kendilerine villa ve araba verdiğini bu yüzden Filistin’e dönmek istemediklerini bildirmişlerdi.”
Eylemciler teslim olmaya karar verdi.
Ecevit kriz sırasında Arafat’la da görüşmüştü.
Arafat, bu kişilerin kendi kontrolleri dışında bağımsız gruplar olduğunu söyledi. Arafat’ın Ankara’ya gönderdiği bir heyet eylemcilerin görüşerek onların teslim olmalarına katkıda bulundu.
Hiç kimse ölmeden eylem sona erdirildi.
KADERİN CİLVESİ
“Kaderin cilvesi” derler ya.
Tam da öyle oldu.
Yaklaşık 1 yıl sonra Türkiye’de 12 Eylül 1980 askeri darbesi yaşandı.
Ecevit hapse atıldı.
Ankara Kapalı cezaevinde Mısırlı eylemcilerle birlikte yattı!
Koğuşları ayrıydı ama Başbakan ve eylemciler aynı dönemde aynı cezaevindeydi…
“ECEVİT’İN EMRİNDEYİM”
Ecevit hapse atılınca Yaser Arafat kendisini ziyarete gelen gazeteci Cengiz Çandar aracılığıyla haber göndererek “istemesi halinde onu Türkiye dışına çıkarabileceklerini” bildirdi.
Ecevit’in hapisten çıktıktan sonra evinde gözetim altında tutulduğunu öğrenen Arafat’la Çandar arasında şu diyalog geçti:
-“Ecevit’in emrindeyim. Ne yapmamı istiyorsa yaparım.”
– “Yok yok sizden tek ricası Ortadoğu’nun geleceği konusunda görüşlerinizi öğrenmek.”
– “Anlamıyorsun, ben başka bir şey söylüyorum. İsterse Türkiye’nin dışına çıkartabiliriz. Bunu kendisine ilet…”
“DAYANIŞMA SERGİLEMESİ ANLAMLIYDI”
Cengiz Çandar Ankara’ya döndüğünde Arafat’ın teklifini iletince Ecevit sadece tebessüm etmekle yetindi.
Bülent Ecevit, vefatından 2 yıl önce yaptığımız sohbette bu teklifi şöyle değerlendirdi:
“Ben Türkiye’den kaçmayı hiçbir zaman düşünmedim. Kalıp siyasi mücadeleye devam ettim. Açıklamalar yaptım. Arayış dergisini çıkardık. Ama yine de Sayın Arafat’ın zor günlerde bu şekilde bir mesajla dayanışma sergilemesi anlamlıydı…”
İşte böylesine güçlü bir bağ var Filistin ile CHP arasında.
Şimdi CHP’nin diplomasi yoluyla Gazze’de yaşananlara karşı dünyayı ayağa kaldırmaya çalışması iki lider ölmüş olsa da “kardeşlik hukukunun” hala yaşadığını gösteriyor…